3 Aralık 2014 Çarşamba
BIM Hakkında Başlıksız bir yazı
Biraz da iyimser bir tablo çizelim. Biliyorum oldukça karamsar bir tablo çizdim son iki makalemde fakat bilmelisiniz ki ne gördüysem onu çizdim. Sonuçlara baktığımızda ülkedeki Büyük inşaat şirketleri bile bana göre BIM adına bir kaç arpa boyu yol kat etmişlerdir. Hal böyle olunca pembe panjurlu ev çizmek de çok uygun olmayacaktı. Ayrıca amacım tablo çizmek de değil. Gerçeği görmek ve göstermek, bu gerçekler ışığında çözüm yollarını ve süreçlerini ortaya çıkarmak.
Özetlemek gerekirse, BIM 'e öyle hemen geçebilecek durumda değiliz. BIM belli bir altyapı ve sistemi olan sağlam bir zemine kurulur ancak. Ayrıca hazır paket değil ki BIM'i dışarıdan ithal edip getirip hemen kullanalım. Hayır efendim, maalesef BIM'i ülkemiz şartlarına uygun şekilde inşa etmekten başka seçeneğimiz yok.
Er ya da geç BIM, digital prototyping simülasyon ve analiz temelli tasarım ve imalat süreçleri çağın yeni kaçınılmaz iş yapma süreçleridir. Öyle ya da böyle buna direnmek yerine alışmak gerekecektir. O yüzden şimdiden herkesin kendi alanlarında BIM yazılımlarına alışmaya başlayarak gelecek için hazırlanması en iyisidir. Proje mi çözeceksiniz, Bunu bir Revit ile çizmeye şimdiden başlamanın hiç bir zararı yoktur. Ya da diğer yazılımlarla. İmalat mı yapıyorsunuz 3d sayısal modelleme yapmaya şimdiden yeşil ışık yapın. 3D modelledikten sonra tutun analiz simülasyon yapın. Şimdi işinize yaramasa bile yarın mutlaka arayacaksınız o tecrübeleri. Bulut tabanlı yazılım dönemine girmek üzereyiz. Yani artık tüm tasarım simülasyon araçları bilgisayarınızda değil de ağ üzerinden çalıştırılacak. Bu da demek oluyor ki, her yerde bu yazılımlara ulaşacağız ve en küçük en düşük kapasiteli cihazlarla bile. Telefonlar gibi. Yani bu teknolojik bir devrim. Artık çağımız değişiyor. Bilgi ve model tabanlı tasarım araçları olmazsa olmaz durumunda. Kağıt kalem çizgiler artık kullanılamaz hale gelecek. O yüzden direnmenin kaçmanın da gereği yok. Unutmayın ki temellerini şimdiden atarsak düzen hiç fark etmeden kendiliğinden oluşacak.
Kısaca, artık bu yeni sitemlerden kaçış yok. Bu yeni, sistemler bize en çok şunun işaretini veriyor. Artık bireysel çalışmalar olmayacak, ya da etkili olmayacak. Daha verimli, daha optimize edilmiş daha tasarruflu daha yeşil daha çevreci daha enerji etkin, yaşam döngüsü çemberi daha dar tasarımlar için tüm uzmanlık alanlarının birleşmesi gerekiyor. Artık tüm işeler tam olarak bir ekip çalışması ürünü olacak. Bu gerekiyor çünkü artık insanoğlunun yaptığı her şey tüm açılardan tüm özellikleri ile bir bütün olarak mükemmel olmak ve verimli olmak durumunda. Bu da tam olarak ekip çalışmasını gerektiriyor. Tıpkı bir zamanlar CAD'in yaşamımıza girmesi ile elle çizim alışkanlığımızı dirençle zorla bırakmak zorunda kalışımız gibi, şimdi de klasik CAD yaklaşımı hayatımızdan çıkıp yerine bambaşka süreç gelecek. O zaman artık yeni sistem için şimdiden kolları sıvamak, bireysel olarak çalışıp öğrenmek yerinde olacaktır.
Unutulmamalı ki piyasada çok fazla BIM ve digital prototyping süreçlerine hakim her kademeden personele ihtiyaç var. Çok fazla BIM operatörü aranıyor, BIM yöneticisi aranıyor. O yüzden bir önceki makalemde belirttiğim üçüncü ya da dördüncü adımı şimdiden ilk olarak atmanın bir sakıncası olmayacaktır. (eğitim adımı). Yani BIM yazılımlarını CAD dosyalarını oluşturmak için kullanmaya başlamak gelecek için iyi bir yatırımdır. Aynı zamanda hali hazırda BIM operatörleri işsiz kalmayacak kadar gereksinim duyuluyor.
Öte yandan, BIM için gerekli zemini hazırlamamız gerekiyor. Bu zemin olmadan alışkanlıklarımız değişmeden sağlıklı bir BIM geçişi sağlayamayacağımızı söylemiştik. Yeni yaklaşımlar bizi globalleşmeye yönlendiriyor. Dikkat ederseniz yazılımlar içinde bile başka yazılımlara geçebileceğimiz bağlantılar içeriyor. Yani artık çok yönlü çalışıyor, düşünüyor ve tasarlıyor olmamız gerekiyor. Bu sadece BIM meselesi değil, her işimiz artık çok yönlü. Artık tek bir uzmanlık tekbir alan bize yetmiyor. Ya da bireysel çalışmalar aynı şekilde yeteli olmuyor. Bu yazılımlarda ve iş akışlarında da globalleşmenin bir sonucu. İyi bir durum mu kötü bir durumu diye tartışılabilir fakat amaç iyi. Daha iyiyi daha kusursuzu daha ideali tasarlamak üretmek ve sürdürmek. Ve bu değişim kaçınılmaz. Şimdiki direncimiz sadece geciktirmeye yarayacak. O halde yazılım ve teknoloji alanındaki yenilikler ve hızlı ilerleme bizi ezip geçecek derecede kontrolümüz dışında artık. Bu artık isteğimize başğlı tercihimize bağlı değil. Mecburi. O halde mecburen bu süreçleri yaşayacağız, yenileneceğiz, alışacağız, kullanacağız ve yönetip birer araç haline getireceğiz, geciktirmek ise sadece bizleri eskitecek,verimsileştirecek ve rekabet ortammında bizleri geri plana itecek.
Fakat BIM gibi yeni yaklaşımlar, üzerine kurulması elzem olan sağlam bir zemin ve altyapı ihtiyacındadır. Öte yandan bu tür yeni sistemler de artık inkar edilemez derecede kaçınılmazdır. Bu durum bize kısaca BIM zamanla kendi zeminini de kendisi oluşturacak, değiştirmemiz gereken alışkanlıklarımızı zamanla değiştirmemizi de sağlayacaktır. Bu çok önemli bir şey çünkü bir önceki makalemde belirttiğim Türkiye'nin Yapı ve proje alanındaki durumu mecburen değişmek zorunda kalacaktır.
Daha öz bir ifade ile BIM gibi yeni yaklaşımlar eğer biz onları ağırlarsak dostumuz, Biz onlara karşı direnip savaşamaya devam edecek olursak da düşmanımız olacak. Bu çok açık. BIM ilk başta büyük firmalar tarafından uygulanmaya mecbur olacak. Bu büyük firmalar yurtdışı işler yapıyorlar. Zaman, tasarımda mükemmellik, hatasız iş yapma, standartlara uyumluluk gereği ve rekabetin de kızıştırması ile Bım büyük firmalar için kaçınılmaz. Zaten girişimler başladı bile. Firmalar altyapılarını ülkemiz bozuk düzeninde bile oluşturmak için çabalıyorlar. Öte yandan zamanla BIM mecburiyet halini rekabet ortamında alacak. Ekonomik açıdan, zaman açısından profesyonellik gereği artık mecburiyete dönüşecek. Bu durumda küçük bağımsız disiplinler yani mimarlar ve yapı mühendisleri birleşmek mecburiyetinde kalacak, yani globalleşecek. Küreselleşecek. Yani BIM kendi altyapısını seve seve olmazsa bile zorla kuracak. Zamanla artık standart prosedürler uygulanmak durumunda kalacak ve küçük birimler birleşerek Büyük inşaat firmalarına dönüşecek. Bu inşaat firmaları mecburen tüm inşaat süreçlerini kendileri baştan sona uygulamak ve tasarlamak zorunda kalacak. O zaman müteahhitlik sistemi de artık azalma ve bitme eğiliminde olacaktır.
Tüm bunlara baktığımızda BIM yazılım işi değildir. Yazılımlar BIM aracıdır. BIM bir süreçtir ve Küresel çapta, en ideal sistemdir. Tasarımı kusursuzlaştırmak, tasarıma sadece estetik ve ekonomik açıdan değil her yönü ile optimum verim ve etkinlik kazandırmak ve dünya çapında tek bir dil tek bir yöntem olarak uygulanması BIM in amacıdır. Bu yani nesil bir iş düzenidir, iş yaklaşımıdır. Yazılımlar ise sadece araçlardır. O zaman ülkemizdeki düzensizlik mecburen yok olma eğilimimdedir diyebiliriz. Çünkü zaten sadece iş anlamında değil, kültürel açıdan, ekonomik açıdan da küreselleşiyoruz. Bu sayede meslek sahipleri birleşip bütünleşmek zorundadırlar. Bu iyi mi kötü mü tartışılır. Fakat ideal tasarımlar ve üretim için iyi olduğu su götürmez.
Düzensizlikten düzene bir geçiş mutlaka iyi bir şeydir. O zaman neler değişmez ki. İlk başta şu müteahhitlik sistemi kökten değişecek. Artık işin ehli tasarımcılar ve imalatçılar birleşerek bu işleri kendileri yapacak. İşten anlamayan sadece ekonomik açıdan işleyen bu sistem, farklı disiplinlerin her bir birinin tek vücut olmasını ve üretimin her açıdan değerlendirilmesini mecburi kılacak. O zaman tasarım sadece mimarın eseri olmayacak ya da mühendisler, mimarların yanında yancı gibi olmayacak. Tasarım ve imalat tüm disiplinleri ile bir bütün eser olacak, bu eser de tüm disiplinlerin ürünü olacak. Çok uzun yıllardır, yapılar hep çoklukla maliyet ve estetik açıdan değerlendirilerek tasarlandı, yatırımcılar tarafından inşa edildi. Şimdi artık yapıların enerji verimliliği, çevresel etkileri, küresel standartlara uyumluluğu, sağlamlığı, konforu, yaşam döngüsü, karbon salınımı açısından da değerlendirilmek zorunda. Hem kazanmak için hem de kaybetmemek için. Hem düzensizlikten kurtulmak için hem de yeniliklere kucak açmak için BIM e kucak açılmalı, BIM bizi tekmelemeden.
Bu açıdan baktığımızda BIM iyi bir şeymiş diyoruz. Neden gecikiyoruz diye de sorabiliriz. Sadece yenilikten korkmamız, yatırım maliyetleri, uyumsuzluk yüzünden kaçtığımızı fark etmemiz gerekiyor. Ağrısız başımıza dert açmak istemiyoruz kısaca. Herşeyi, her süreci daha mükemmelleştiriyor, insan hatasını azaltıyor, zaman kazandırıyor, test ediyor, bizleri yanlışlardan kurtarıyor, planlıyor, keyfilikten kurtarıyor, meslekleri ve işleyişlerini düzene sokuyor neredeyse her şeyi güzelleştiriyor. Buraya kadar çok iyi. Kısaca iş yaşamı açısından, üretim açısından her şey harika BIM ile. Peki ya olumsuzlukları?
Önce mimarlar, mühendisler müteahhitler, taşeronlar biraz başlarda üzülecek. Ama ağrıyan dişin çekilmesidir bu. Sonra rahatlamaları için gereken bir durum olup bitecek. Bu açıdan baktığımızda tasarım ve proje ofisleri kapanacak, müteahhitlik sistemimiz artık işlemeyecek yenilikçi olmayan personel işsiz kalacak, ekonomik dengeler değişecek. Bu açıkça ortada. Bunun etkilerinden kurtulmanın tek yolu şimdiden kolları sıvamaktır. Fakat bu küreselleşen dünyada her işte her süreçteki kaçınılmaz durumdur. Tıpkı esnafın kepenk kapatıp AVM'lerin oluşması gibi. Tüccarlığın kurumsallaşması gibi sadece çağın gerekliliği ve işleyişinin sonucu. Buna alıştık. Güzçlü olan ayakta duran adapte olan kazanacak. Zayıf olan da mecburen güçlenecek. Benim asıl değinmek istediğim olumsuzluk bu değil. Asıl mesele biraz farklı:
BIM makineleşmenin, robotlaşmanın, otomatikleşmenin ta kendisidir. Sonunda baklayı ağzımdan kaçırdım. Kısaca sayısallaşma diyeyim. Sayısallaşma makine,üretim ve yapı sektöründe bilgi temelli tasarım ve imalat sürecinin genel adı olsun. Bu yeni düzen artık insanın kusurlarından arındırılmış şeyleri, insandan daha kısa sürede daha hatasız, daha küresel standartlarda, daha verimli daha kullanışlı üretmemizi amaçlar. Arık insan keyfiliği yoktur. Karşımızda unutmayan, çok bilen, her daldan bilen, dalgınlık yapmayan, üşengeçlik yapmayan, hata yapmayan, mükemmeli hedefleyen, mükemmeli yapan bir sistem var. Daha hızlı daha üretken daha pratik, daha güçlü. Bize bu daha iyidir diyebilecek. Bu daha doğrudur diyebilecek. Burada hata yaptın diyebilecek bunu kabul etmiyorum diyebilecek, bunu yapacaksın diyebilecek bir sistem var. bizden üstün düşünüp ilişkilendiriyor ve hızlı bir şekilde her şeyi oluşturuyor. Kısaca artık yeni ustamız o. şimdinin meslek erbapları yarın bu sistemin operatörleri olacak sadece. Artık bilgiyi kafamızda tutmamıza gerek yok. Arık tecrübeye de ihtiyacımız yok. Her operatörün yaptığını diğer her operatör de yapabilecek. Bu durumda ustalığın ehliliğin de bir hükmü kalmayacak. Zaten süreç bizleri küreselleştirdi, tasarım ve imalat tek elden çıkar oldu. Bu durumda kendi yarattığımız sistem bizleri operatör olarak kullanmaya başladı sayılmaz mı? Maalesef öyle. Sayısallaşma bir anlamda zafer ama, bilgisayarların zaferi olacak. Bu da kaçınılmaz ve çağın her süreçte olduğu gibi gerekliliği. Oyüzden yarın hiç mimar olmayanı, hiç mühendis olmayanı da aynı işi yapıp operatörlükle yapı ya da imalat süreçlerini bir usta gibi yapabilecek. Ben bir fizikçiyim. Yapı inşaat makine alanları ile hiç bir bağlantım yok. Bu şekilde çok bilmiş konuşmamın temelinde ne yatıyor olabilir? Tamamen sayısallaşma sürecini önceden görüp bu günü ve yarını gördüğüm için, kendimi BIM süreci ve araçlarına adadığım için. Bu arada bir yapının neredeyse kapsamlı tüm BIM süreçlerini yönetip operatörlük yapabildiğimi eklemeliyim. Yani tek başıma bir BIM ekibi olabiliyorum. Bununla övünüyorum ama burada kesinlikle övünmüyorum. Bugün sayısallaşma ve BIM yazılımları ve sistemlerini çözebilmem sayesinde bu gün BIM yöneticiliği ve operatörlüğü yapıyorum. Gerçi tasarıma girmiyorum ama girmek de mesele değil. Her dalda planlamaya kadar tüm BIM süreçlerini yürütebiliyor oluşturabiliyorum. Hemen her dalda simülasyon analiz yapabiliyorum. Karbon enerji yaşam döngüsü analizlerini yapılarda kullanabiliyorum. Tasarımın başından inşaat bitimine dek olan tüm süreçleri yönetebiliyorum. İşin en önemli ise, yanı bunu isteyen herkesin yapabilir olması. Sadece süreci ve araçları öğrenmek bile büyük oranda bunu sağlayabiliyor.
Amacım kendimi anlatmak değil katiyen. Söylemek istediğim BIM'e zemin hazırlamasak bile Bım kendi zeminini hazırlıyor. Ve BIM sizi kendisi yetiştirip yönetiyor. Bilgi ve tecrübeyi içinde barındıran bir sistem, mecburen insanlığı azaltan bir sistem. Önemli olan onunla nasıl ilişki içerisinde olacağınızdır. Kaçınılmaz değişimler, bir yönden kazandırırken mutlaka bir yönden kay-bettirecektir. Ve belirli bir bilgi düzeyi BIM gibi sayısallaşma sürecini yönetebilmeniz için yeterlidir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder